14 Nisan 2011 Perşembe

Kedi Canını Senin

11 Nisan 2011 Pazartesi

Japonlar'dan Öğreneceğimiz 10 Şey

1. Sükunet: Tek bir böbürlenme veya aşırı keder görüntülenmedi
2. Haysiyet: Su ve erzak için düzenli kuyruklar. Tek bir ters laf veya çiğ hareket görülmedi
3. Yetenek: Muhteşem mimarlar mesela. Binalar sallandı ama devrilmedi.
4. Görgü: İnsanlar sadece o anki ihtiyaçlarını karşılayacak kadar mal satın aldılar ki, mevcut herkese yetsin.
5. Düzen: Tek bir yağma olayına rastlanmadı. Yollarda birbirini sollama, kornayla taciz yoktu. Sadece anlayış vardı.
6. Fedakarlık: 50 işçi nükleer reaktöre su pompalamak için orda kaldı. Onların hakkı nasıl ödenir ki?
7. Şefkat: Lokantalar fiyat düşürdü. Başıboş bir bankamatiğe kimse dokunmadı. Güçlüler zayıflarla ilgilendi.
8. Eğitim: Yaşlı veya çocuk, herkes tam olarak ne yapması gerektiğini biliyordu…ve aynen de öyle yaptılar. 9. Medya: Haber verirken muazzam bir itidal gösterdiler. Şapşal muhabirler yoktu. Yalnız soğukkanlı haberleşme vardı.
10. Vicdan: Dükkanın birinde elektrikler kesilince, insanlar ellerindekini raflara geri koyup, sessizce dükkandan çıktılar.

25 Mart 2011 Cuma

TRT Porno Geliyor

Bir zamanlar sadece bir devlet olan TRT artık yeni yüzüyle izleyicileriyle buluşmaya hazırlanıyor. Daha önceden TRT Çocuk, TRT Spor, TRT Şeş, TRT Haber... gibi daha ismini sayamadığımız birçok kanalı bulunan TRT, şimdide porno sektörüne el attı.

TRT genel müdürü İbrahim Şahin yakında yayına başlayacak porno kanalı ile ilgili şu açıklamaları yaptı. "Bildiğiniz üzere tekelleşme ile reytinglerimiz yerlerde sürünmeye başladı. Devlet kanalı olmamıza rağmen reklam konusunda da sıkıntılar çekmeye başladık. Abuk sabuk aldığımız reklamlarında bi faydasını göremedik. Dükkanı kapatma durumuna geldik. Sadece hafta sonları spor programlarımız izleniyordu. Lig de bitince halimiz iyice beter oldu. Daha sonra açtığımız yeni kanallar, diğer kanallardakine benzer evlilik programları ve saçma salak benzer dizileri yayınlamaya başlayınca geçtiğimiz yıllara nazaran reytinglerde kariyer rekoru kırdığımızı söyleyebilirim. Yakında hayata geçirilecek olan TRT Porno ile artık zirvenin tek ortağı olabileceğimizi söyleyebilirim. Buradaki tek amaç her kesimden herkese hitap edebilmek. Burda kesinlikle gelir amaçlanmamıştır. Bildiğiniz gibi TRT devlet kanalı ve her vatandaşa hizmet etmelidir." şeklinde açıklamalar yaptı.

Kanalın başına Şahin K., Nuri Alço ve Tecavüzcü Coşkun'u geçirmeyi düşündüklerini söyleyen Şahin şu an da görüşme aşamasında olduklarını dile getirdi. Ayrıca İtalya'dan da Rocco Tano ile her konuda anlaştıklarını ve yeni dönemde Rocco Tano'nun da tecrübelerinden faydalanarak yeni bi döneme başlayacaklarını söyledi.

20 Mart 2011 Pazar

Boca Tarikatı

Ne zaman izlesem gülme krizleri geçirdiğim video... Böyle müzikte tapınan bi tarikatta olmak isterdim.:))) Yapana helal olsun.

19 Mart 2011 Cumartesi

Galatasaray- Fenerbahçe Maçı Sonrası Derbi Geyikleri

Tarihin en kötü sezonlarından birini yaşayan Galatasaray, ezeli rakibi Fenerbahçe'yi ağırladı. Bir tarafta bu maç öncesine kadar, yeni stadında yaptığı hiçbir maçı kaybetmeyen Galatasaray, diğer tarafta sezonun ikinci yarısına müthiş bir başlangıç yapan Fenerbahçe... Ve 90 dakika sonunda gülen taraf Fenerbahçe oldu. Maçın ardından ise taraftarlar arasında 'geyikler' başladı.



  • Koltuklar havada, tribünler isyanda, Hagi'den açıklama: Hedefimiz Bank Asya.
  • Ağlayarak desibel rekoru kırdılar.
  • Arena'nın açılışı yaptık. Hayırlı olsun.
  • Rakıyı bize verdiler, kendilerini meze ettiler.
  • Rakıyı bize verdiler, kendilerini meze ettiler.
  • Böyle ses rekorunu ne yapayım, Fener'e yenilme rekoru geliyor.
  • Bir kedi gördüm sanki.
  • Fenerbahçe taraftarını heyecanlandırdı Galatasaray'a avans verdi.
  • O şişeyi Kazım atmıştır. Maçtan çıktıktan sonra içerken görülmüş.
  • Eskiden meyhaneler vardı rakı içmek için, şimdi moda TT Arena.
  • Bir maç nasıl kaybedilir, işte böyle kaybedilir.
  • Guinness ekibinden şok açıklama: "Galatasaray taraftarının çıkardığı sesin rekor olarak kayıt edilemeyeceği, hangi aslanın kuyruğuna bassanız bu kadar ses çıkartacağını üzülerek açıklamak zorundayız. "
  • Colin Kazım, suya düştü hayalim, n'olcak şimdi halim.
  • Fenerbahçe TT Arena'yı tescil etti. Güle güle kullanın.
  • İyi stat ama bir Alex değil.
  • Alex'in tarih derslerinin sonuncusu.
  • Son dakika! 1000 kadar Galatasaray taraftar grubu Fenerbahçe'ye karşı alınan mağlubiyeti unutmak için stadı yıkma çalışmaları başladı.



18 Mart 2011 Cuma

Çanakkale Şehitlerini Saygıyla Anıyoruz...

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Deniz Zaferimizin 96. yıl dönümü. Bütün şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Bugün kanımıza düşman kanı bulaşmadıysa Çanakkale geçilmezliğini ilan etmesindedir... Nice yiğit şehit oldu bu VATAN İÇİN...


14 Mart 2011 Pazartesi

Başarısızlığın Nedeni Ortaya Çıktı


2010-11 sezonu da çok kötü günler geçiren Galatasaray'ın bu başarısızlığın nedenleri gün yüzüne çıktı. Karanlık günler geçiren Galatasaray'ın durumunu başkan Adnan Polat ve teknik direktör Georgi Hagi ile ile yaptığımız söyleşide masaya yatırdık.

Şu an ki durumumuz daha önceden planlanmıştı...
Lig tarihindeki en kötü sezonu geçiren sarı-kırmızılı ekip aldığı başarısız sonuçlarla tarih yazmaya devam ediyor. Başkan Adnan Polat:"Biz UEFA Kupasını ve Süper Kupayı Türkiye'ye getirerek Türk Futbol tarihinde devrim yapmış bir kulübüz. Son bir kaç yıldır başarısız sonuçlar aldığımız ortada ama sanmayın ki bu bizim başarısızlığımız. Tamam bir kaç yıldır şampiyonluk yarışının içinde yokuz. Bizde orta sıra takımı olmaktan sıkıldık ve bu seneki amacımızda sırf heyecan yaşamak olsun diye kümede kalma yarışı içine girdik. Tüm samimiyetimle söylüyorum ki şampiyonluk yarışından çok daha heyecanlı. İlk yarıda ha bire kümede kalıcaz mı düşücez mi hesapları yaparken birden bire bu yarışın içinden uzaklaştık. Bu hafta oynayacağımız Fenerbahçe maçından mağlubiyetle ayrılır, Ankaragücü'de Bursaspor deplasmanından 3 puanla döndüğü takdirde tekrardan kendimizi potanın içinde bulabiliriz. Zaten bu haftada Bucaspor ile Sivasspor maçlarını galibiyetle tamamladılar. Umarım kısa süre içinde alt sıralardaki yerimizi alır ligin son haftalarını boş tribünlere oynamayız." şeklinde değerlendiren Adnan Polat önümüzdeki senenin çok daha heyecanlı geçeceğini dile getirdi.

Adımıza layık transferler yapılacak
Önümüzdeki sezon çok daha kuvvetli bir kadro kuracaklarını dile getiren Adnan Polat bazı transferlerin ise tamamlandığını söyledi. İsim vermekten kaçınan Adnan Polat transferlerle ilgili olarak ise şunları söyledi: "Öncelikle Romanya'dan aldığımız oyuncularla yollarımızı ayıracağız. Taraftarımız istediği şekilde aç futbolcularla anlaştık. Papua Yeni Gine'den 2, Mozambik'den ise 3 futbolcu ile anlaşmış durumdayız. Adnan Sezgin'den boşalan yeri kendim doldurdum ve bu da bize gerçekten ucuza mal oldu. Bu futbolcular her anlamda aç. Takımı için gerçekten savaşacak oyuncular."

Her şey yolunda
Teknik direktör Hagi ise şu an her şeyin yolunda olduğunu ve Ankaragücü maçı sonrası oyuncularının morallerinin yükseldiğini söyledi. "Ya sizin şimdi akıl kesiyor benim takım gerçekten böyle olacak. Başkanımında dediği gibi sadece farklı heyecanlar arıyoruz. Yoksa ligin burasında ne işimiz var. Fenerbahçe maçından sonrada başkanımın dediği gibi potaya girmeyi düşünüyoruz." şeklinde konuşan Hagi'nin bir sıkıntısı varmış.

"Yıllarca Türkiye'de yaşadım. Türkçem de gayet iyi. Ama ben Galatasaray'ın hocasıyım diye bana bir tane tercüman ayarlamışlar. Benim Türkçe konuşma ondan iyi. Asıl ona bir tercüman lazım. Mesela sen anlıyor mu onun konuştuklarını. Eee kimse dediklerini anlamayınca yanlış anlıyor benimde medya ile aram açılıyor. Romanya'dan benim yaptığım transferler tutmadı. Sizin dediğiniz gibi illede romen olsun diye bişey yok. Önümüzdeki sezon için anlaştığımız için futbolcuları uzun süredir takip ediyordum. Bu transferler gerçekten çok iyi oldu çokta güzel oldu. Teşekkür ederim."

Cuma günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçında iki takımada başarılar diliyoruz. Her kez istediği sonucu alarak yoluna devam etmesi dileğiyle...
H.A.A

12 Mart 2011 Cumartesi

Gururumuz Selimhan Kılıç

Japonya'da meydana gelen 8,9 büyüklüğündeki depremde dünyanın her yerine yayılma başarısı gösteren insanımız yine kendini belli etti.

8,9 büyüklüğünde bi deprem Türkiye'de gerçekleşmiş olsa 72 milyon nüfusumuz 5-6 milyona düşer 50 yılda geri giderdik. Kolay atlatılacak bi durum değil. Depremle anıyla ilgili görüntüleri izliyorum olacak gibi değil. Binalar da tık yok sadece raflardaki eşyalar düşüyor. Hadi onuda geçtim adamlar o kadar rahat sanki sıradan bi sarsıntı. Neyse geçmiş olsun daha fazla can kaybı olmasın.

Neyse gelelim asıl olaya. Japonya'da yaşayan Selimhan Kılıç isimli vatandaşımız NTV canlı yayınına katılıyor ve olay anını anlatıyor. Olaya güler misin ağlar mısın? Selimhan Kılıç'ın açıklamaları aynen şöyle " Kılıç, deprem sırasında yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Ben Tokya’ya 20 kilometre uzaklıktaki Tayitama eyaletinin Toka şehrinde oturuyorum. İlk sarsıntı sırasında evdeydim. Bayağı bir şiddetliydi. Kendimi camdan dışarı attım. Fakat uzun sürdü, hemen kesilmedi. Biraz sakinleşir gibi olunca tekrar eve girdim. Ama ikinci kez bir sarsıntı oldu, ben yine camdan atladım." harbiden helal olsun sana Selimhan Kılıç...



8 Mart 2011 Salı

Beşiktaşlı Duruşu :)

Ezikliğin belgesi bu olsa gerek... Bu görüntüyü izledim izledim güldüm. Açıkçası ne yazmalıyım tam olarak ona bile karar veremiyorum. Ama Çarşı Gurubunun bu olaya sessiz kalması, bunlar bizden değildir şeklinde herhangi bi açıklama yapmaması çaresizliğin belgesidir. 17'de 17'de parolasıyla ligin 2. yarısına giren maçlarını daha oynamadan kendini şampiyon eden beşiktaşlıların hazin sonudur bu görüntü.

bjk'lı arkadaşlarımın 3 tane Portekizliye kanıp rüyalar alemine dalması beni açıkçası sevindirmişti. Her zamanki gibi kuru gürültü yapmaya da devam ediyorlardı. Hatta bi gece bjk'lı arkadaşlarla konuşuyoruz başladılar yine lig şampiyonluğu garanti, UEFA'nın en büyük favorisiyiz falan filan bilmem ne... Neyse bunlara laf anlatmak zor bu sene olmaz sizin işiniz ama dinleyen yok. Dedim İ.B.Belediye size çakar aklınız başınıza gelir. Dediğimden de beter oldular:)şimdide ellerinde kıçı kırık bi Türkiye Kupası kaldı...

Neyse konuyu buralara getirmemek lazım nasıl olsa bjk bizim hiç rakibimiz olamadı. Sadece bizi kullanarak kendilerine yer edinmeye çalıştılar durumları ortada. Mantıkları da belli FENERBAHÇE'nin rakibi KOCAMDIR...




14 Ocak 2011 Cuma

Hareket Vakti

Bugün son sınava girip akşamda 22:30 otobüsüyle 4 aydır gitmediğim evime gidiyorum... Vay be... Planlarda çoktan yapıldı, sınırsız alkol tüketimi... Acayip özledim ailemi ve arkadaşlarımı... Bekle beni Tekirdağ Avrupa'nın başkenti...

Aslında dediğim gibi planlar çoktan yapıldı. Cumartesi akşamı arkadaşlarla buluşup demleneceğiz. Ama bu hükümetin alkol konusuyla ilgili yaptıkları saçmalıkların da boku çıktı. Facebookta akp'ye içiyoruz şeklindeki protestoya da katılmam için davet gelmişti. Eee bi Tekirdağlı olarak tabi katılacağım. Bir dublede recep tayyip erdoğan için... Neyse bakalım 25 günlük tatilde sadece alkol tüketimi yapmayacağım. Akraba ziyaretleri ve uzun süredir görüşemediğimiz kuzenlerle de bi araya gelmeyi düşünüyoruz. Hadi bakalım hayırlısı.

Bu arada konuyla pek alakası yok ama kaç gündür yazacaktım yazamadım. Okan Bayülgen'in Karabüksporlu Emenike hakkında yaptığı ırkçı söylemlerle ilgili. Sen önce insan ol. Seni hala oradan tutan Kanal D'ye de helal olsun. Sen kimsin ki insanların ten renklerinden dolayı aşağılamaya çalışıyorsun. Sen onların çükleriyle bile boy ölçüşemezsin...

12 Ocak 2011 Çarşamba

Bi Karar Verin

Final haftası sınavlarla uğraşıp duruyorum. Akşam facebook girdim ne var ne yok diye bakıyordum. İki arkadaşım vardı sevgiliydiler ayrılmışlar, olur böyle şeyler. Biriyle sevgili olursun anlaşamazsın ayrılırsın falan filan işte.

Her neyse bu iki arkadaşım işin bokunu çıkardılar artık. Her ay bir kere bilemedin on beş günde bi kesin ayrılırlar. Buna da alıştık. Bi gün şunun artık bi ilişkisi yok yazar ertesi gün bi bakıyorsun aşkım seni çok seviyorum şeklinde paylaşımlarda bulunuyorlar. Ya kardeşim sevgilini seviyorsan ara söyle o kadar basit. Ama akşam iyice şaşırdılar. Anlaşılan iyi kavga etmişler... İkiside facebook da ilişkisi olmadığını yazmışlar, bir de face aracılığıyla birbirlerine lanet okuyorlar. Daha sonra bu sert mesajlar yerini duygusal mesajlara bıraktı;

Erkek: Bugün pamuk kalbinden taşınıyorum...
Kız: Sana dair ne varsa bitmeye yakın, işte bugün her şeyi sende bıraktım...
Erkek: Buna kader diyemezsin sen kendin ettin...
Kız: Kalbin mantığa sığmayan ayrı bir mantığı var...
Erkek: Ayrılık, sevdanın merhemi olduğu gibi öfkeyi de kini de azaltır...
...
Bu yazışmalar neredeyse sabaha kadar böyle devam etti. Bi ara bende bu yazışmalara ortak olsam mı diye düşünmedim değil hani. Neyse dedim yumuşamış ortamı ateşlemeye de gerek yoktur dedim ama içimde kalan dörtlüğü burdan iki aptal aşığa yolluyorum...:))

Ne Orhan ne Ferdi,
Bir tek sen anladın derdimi,
Söyle bana Müslüm Baba,
Nereden sevdim o zalimi...:))))

Aslında bu iki arkadaşımın düştükleri durum ne hallerde olduğumuzu gösteriyor. Sadece onlar için değil bende onların içinde bulundukları benzer durumun içerisindeyim. Böyle face de aşk iletileri paylaşmasam da bu facebook olsun twitter olsun hayatımızın içine ne kadar çok girdi.

Artık insanlarla olan yüz yüze ilişkilerimiz bitme noktasına geldi. Yakınımızdaki insanlarla sanal olarak görüşüyoruz biz onuda aştık evde çocuklarla olan konuşmalarımız bile msn üzerinden. Bu işte bi gariplik var.

1 Ocak 2011 Cumartesi

Neşeli Olmak

Kimse çocuklarının dans etmesine, şarkı söylemesine, bağırmasına ve zıplamasına izin vermez. Önemsiz nedenler yüzünden belki bir şey kırılabilir, eğer yağmurda dışarı fırlarsa elbiseleri ıslanabilir bu küçük şeyler için muhteşem bir manevi nitelik, neşe tamamıyla yok edilir.

Boyun eğen çocuk, anne-baba tarafından, öğretmenleri tarafından, herkes tarafından övülür ve eğlenen çocuk eleştirilir. Onun muzipliği tamamen zararsız olabilir ama o eleştirilir çünkü potansiyel olarak bir başkaldırı tehlikesi vardır. Şayet çocuk muzip olma özgürlüğüne tamamıyla sahip olarak büyümeye devam ederse, o asiye dönüşecektir. O kolaylıkla köleleştirilemez; insanları yok etmek için ya da kendisini yok etmek için kolaylıkla orduya alınamayacaktır.

Asi çocuk asi bir gence dönüşecektir. O zaman ona evliliği dayatamazsın; o zaman ona işi dayatamazsın; o zaman çocuğa anne babasının yerine getirilmemiş arzularını ve özlemlerini yerine getirmesi için dayatma yapamazsın. Asi genç kendi yolunda gidecektir. O hayatını en derindeki kendi arzularına göre yaşayacaktır; başka birisinin ideallerine göre değil.

Tüm bu nedenler için muziplik bastırılır, en başından ezilir. Senin doğana kesinlikle söz hakkı verilmez. Yavaş yavaş kendi içinde ölü bir çocuk taşımaya başlarsın. İçindeki bu ölü çocuk senin espri anlayışını yok eder: Tüm kalbinle gülemezsin, oynayamazsın, hayatın küçük şeylerinden keyif alamazsın. O kadar ciddileşirsin ki hayatın genişlemektense büzüşmeye başlar.

Hayat her an kıymetli bir yaratıcılık olmalı. Ne yarattığı önemli değildir. Deniz kıyısında kumdan bir kale olabilir ama yaptığın şey ne olursa olsun senin coşkundan ve neşenden çıkmalıdır.

Osho